Simurg ve Semerkant'ı
bilenler bilir. Simurg'dan İbrahim ve Coşkun kardeşleri, Semerkant'ta ise
Kemal'i tanır müdavimleri. İstediğim kitapları, günü ve saatiyle teslim
ederler; bir tek bununla da kalmazlar. Her iki kitabevinin kokusu da
farklıdır. Çeker adamı. Simurg'un, kucağınıza aldığınızda mırıl mırıl
uyuyan kedileri; Semerkant'ta ise Kemal'in tatlı dili ve mürekkep yalamış
konukları çeker beni. Çok katlı kitap dükkanlarında, uzun saçlı gençlerin
-Uzun saçlı olmalarına karşı çıktığım sanılmasın. Bu satırların yazarı da
hayatının bir döneminde saçları omuzlara dökmedi değil hani- biri yanınıza
yaklaşıp sormuyor mu, "Yardımcı olabilir miyim?" diye. Deliriyorum.
Geçenlerde bu delikanlılardan biri aynı soruyu sordu. Muziplik olsun diye
"Ol" dedim ve ekledim, "Gönlüme düşmeden bir damla ateş, isimli bir kitap
arıyorum." Böyle bir ismi hatırlıyordu, ama nereden!
Raflara doğru ilerlerken
hınzırca söylendim: "Bulup getiriver bir zahmet evladım." Gözden kayboldu.
Kitaplar arasında Mikhail Bakhtin'in Karnavaldan Romana'sını görünce
dayanamadım aldım. Dostlarımdan biri mi oğlum Mustafa mı almıştı
bilemiyorum, kitaplığımda olmadığını fark etmiştim geçenlerde. Simurg ya
da Semerkant'tan birinden alırım diyerek bıraktım yerine. Oyalanmamı
südürürken delikenlı geliverdi, biraz utangaç, "Gönlüme düşmeden bir damla
ateş, kalmamış efendim" dedi. Sipariş defterlerine yazmalarını rica ederek
teşekkür ettim... Birkaç kitap toplayıp, çıktım.
Söz işte, anlatacağım bunlar
değildi elbette. Ama akıl, takılınca böyle oluyor. Anlatayım,
anlatacağımı. Aldığım kitaplar içerisinden bir kitap çıktı ki Sultan Hanım
gözlerimin içine anlamlı anlamlı baktı. "Bak Sultanım" dedim elindeki
Biraz da Seksten Konuşalım kitabını alırken. Söylevimi sürdürdüm: "Kimin
sözüydü bilmiyorum ama severim: Cennete giden toplumlar cinnet durağına
mutlaka uğrar. Her şeyden konuştuk, sıra seksten konuşmaya geldi."
Sultan Hanım çok hoş bir söz
söyledi ve ben de kitabı karıştırmaktan vazgeçtim: "Seksi, yedi gün yirmi
yirmi dört saat yaşayan bir toplum neden seksten konuşmak üzerine bir
kitabı okusun ki! Üstelik böyle bir yazar olduğunu da sanmıyorum."
Kahkahalardan gözlerim
yaşarmıştı... Çünkü seks bilimsel bir konuydu. Ender Helvacıoğlu'na
telefon edip bu konuyu şöyle enine boyuna irdelemek istedim. Ne de olsa bu
ülkede satıyordu seks...
BİRAZ DA SEKSTEN KONUŞALIM
Felicia Zopol, Sıradışı
Yayıncılık, 2005
144 sayfa, 4,95 YTL